Mustafa Kemal Atatürk`ün, bir
çok spor kulübü tarafından kendi kulüplerinin taraftarı olduğunu söylemi
sadece İzmir’de değil, bütün Türkiye’de ifade edilmektedir. Bu konuda
gerek söz konusu spor kulübü sitelerinde, zaman zaman basında yer alan
bazı yazıları okumaktayız.
Biz Karşıyakalılar olarak, "Ulu
Önder hangi takımın taraftarıydı?" tartışmasına girmeden, onun
devrimlerine ve ilkelerine bağlılığımızı sürdürerek, ulusal
egemenliğimize sahip çıkmamız konusunda işaret ettiği hedeflere inatla
yürümeye devam ediyoruz.
13 Karşıyakalı evladımızı şehit verdiğimiz Çanakkale Savaşı`nda Mustafa Kemal Paşa’nın şu anısını sizlerle paylaşırsak;
Çanakkale Savaşı sırasında
keşif görevine çıkan bir Türk askeri, yakaladığı İngiliz askerini
gırtlağından tutup Mustafa Kemal Paşa`nın karşısına getirir. Paşa,
İngiliz askerine, memleketinden kalkıp buralara niçin geldiğini
sorduğunda "Spor için.." cevabını alır. Mustafa Kemal: "Bizim neferi
nasıl buldun?" diye sorar. Esir asker, "Spor bilmiyor.." diye cevaplar.
Bunun üzerine Mustafa Kemal; "Bana spor nedir? diye sorarlarsa vereceğim
cevap şudur: Spor, vatan ve milletin yüksek menfaatlerine tecavüz
edenleri gırtlağından yakalayıp memleket ve millet hadimlerinin huzuruna
getirebilmek kabiyet-i maddiyesi ve maneviyesidir." demiştir.
Mustafa Kemal Atatürk yine
değerli araştırmacı Sancar Maruflu’nun KSK’nin 95. yıldönümü nedeni ile
düzenlenen paneldeki konuşmasında Ulu Önder’in “Ben sporcunun zeki,
çevik ve ahlaklısını severim.” sözünü KSK’nin ikinci ziyaretinin
etkisiyle söylediğini tarihçi Afet İnan’a atıf yaparak anlatmıştır.
1937’de şöyle demiştir Ulu Önder... ‘‘... Spor yalnız beden
kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlak da bu işe yardım
eder. Zeka ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zeka ve kavrayışı yerinde
olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik
ve ahlaklısını severim.’’. Bu sözlerden sonra aslında söylenecek pek
fazla söz yok. Kısaca bu nitelikler hangi spor kulübünde, hangi takımda,
hangi sporcuda ise, Atatürk o kulübün, o takımın, o sporcunun
taraftarıdır.
Diğer yandan Mustafa Kemal’in Karşıyaka ve Karşıyaka Spor Kulübü ile tarihi buluşmalarına bakacak olursak;
Karşıyaka Spor Kulübü, 1 Kası
1912 günü Karşıyaka Mumaresei Bedeniye Kulübü asıyla daha sonraki
yıllarda bir Kuva-i Milliye kahramanı olarak anılan Zühtü Işıl ve silah
arkadaşları tarafından kuruluyor. Zaten kulübün renkleri de Türklüğün en
önemli iki değerinden geliyor. Karşıyaka kırmızısını bayraktan,
yeşilini ise İslam`dan alıyor.
Mustafa Kemal Atatürk de kulüp
yöneticilerinin Milli Mücadele`deki etkinliklerini karşılıksız
bırakmamış. Örneğin İzmir`in düşman işgalinden kurtuluşundan sonraki ilk
gün, yani 10 Eylül 1922`de bu şehirde bir karargâh oluşturmasını
istediğinde adres olarak dönemin Karşıyaka Spor Kulübü başkanı Sadi
İPLİKÇİ`nin köşkünü göstermiş. Herkes tarafından bilinen, Atatürk`ün
ayaklarının altına Yunan bayrağının serilmesi ve kendisinin bunu başka
bir milletin değerlerine böyle hakaret edemeyeceğini söyleyerek yerden
kaldırması olayı da bu köşkte yaşanmıştır.
Atatürk`ün Karşıyaka`ya olan ilgisi elbette bu olaylarla sınırlı değil.
Milli Mücadele döneminde ve sonrasında İzmir`e yaptığı her ziyarette
Karşıyaka Spor Kulübü`nü ziyaret eden Gazi, defalarca futbol ve tenis
takımlarının antrenmanlarını da izlemiş. Kulübün armasında Ay - Yıldız
kullanılması emrini de bizzat kendisi vermiş.
Gazi Mustafa Kemal`in genç
Türkiye Cumhuriyeti`nin Cumhurbaşkanı olarak ilk ziyaret ettiği kulüp
Karşıyaka Spor Kulübü`dür. Kendisinin kulübe yaptığı iki ziyarette
imzaladığı hatıra defterindeki yazılar da aşağıda yer almaktadır.
İlk ziyaret 13 ekim 1925 tarihini taşıyor,
Gazi bu yazılarında deftere şu
notları düşüyor: "Karşıyaka Spor Kulübü`nde karşı karşıya bulunduğum
gençlik iftihara şayandır. Bu gençlik muvacehesinde istikbalin kuvvetli
saadeti ne bariz görünmektedir.”
Gelelim ikinci ziyarete. Önce o
tarihlere bir gidelim. 1925 yılı içinde ve 1926’nın başlarında
devrimlerin önemli bir kısmı gerçekleşmişti. Bu arada Terakkiperver
Fırkası irtica ile ilgili görülerek kapatılmıştı. İrtica dalgaları zaman
zaman ortada görülmekte idi. Eskiye bağlı olmaktan kurtulamayanlar,
çıkarcı düşüncelerin etrafında birleşenler, cumhuriyete ve onun
başındaki Cumhurbaşkanına karşı bir takım çalışmalar içindeydiler.
Gazi 8 Mayıs 1926`da Konya`dan başlayarak bir yurt gezisine çıkmıştı. 16
- 30 Haziran 1926 tarihleri arasını da İzmir`e ayırmıştı. 14 Haziran
günü Balıkesir’den İzmir’e geçeceği sırada İzmir Valisi’nden İzmir’de
kendisine karşı bir suikast düzenlendiği haberini aldı. 14 Haziran
gecesi Mustafa Kemal’e suikast girişiminde bulunacaklardan, ulusal
bağımsızlık savaşında Mustafa Kemal’in yanında yer almış olan Kadı
Hurşit’in oğlu da vardı. Mustafa Kemal, babasının hizmetlerinden ötürü,
1920’de Büyük Millet Meclisi’ne Rize Milletvekili olarak Ziya Hurşit’i
seçtirmişti. Mustafa Kemal, suikastçıların yakalanmasından sonra, 15
Haziran saat 19.00’da İzmir’e doğru yola çıktı. 16 Haziran’da, Soma,
Menemen’e uğrayarak, 16 Haziran akşamı saat 18.00’de İzmir’e vardı.
İşte bu önemli gelişmelere rağmen Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ve
beraberindeki heyet 24 Haziran 1926 tarihinde Karşıyaka Spor Kulübünü
ziyaret eti. KSK Bayan tenisçilerinin maçlarını seyrederek KSK Şeref
defterine;
"Bu defa ki ziyaretimde geçen aylar da masarrıf ve mesai hizmetin kıymetli asarını gördüm. Teşekkür ve tebrik ederim."
Gazi Mustafa Kemal
(24 Haziran 1926)
(İsmet İNÖNÜ, Fahrettin Paşa,Dr. Tevfik RÜŞTÜ)
Mustafa Kemal 15 Ocak 1923 tarihinde çok sevdiği annesi
Zübeyde Hanım’ı Karşıyaka’da kaybediyor. 27 Ocak 1923 tarihinde mezarı
başına gelen Mustafa Kemal annesinin mezarı başındaki konuşmasının
sonunda şu yemini ediyor; “Validemin ruhuna ve bütün ecdat ruhuna
ahdetmiş olduğum vicdan yeminimi tekrar edeyim. Validemin kabri önünde
ve Allah`ın huzurunda yemin ediyorum. Bu kadar kan dökerek milletimin
elde ettiği ve sağlamlaştırdığı hâkimiyetin muhafaza ve müdafaası için
icap ederse validemin yanına gitmekten asla tereddüt etmeyeceğim. Milli
hâkimiyet uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu
olsun”. Karşıyakalılar, ulusal egemenlik yolunda bu yeminin de bekçisi
olduğunu aradan geçen 88 yıla rağmen unutmamıştır.
Gazi Mustafa Kemal 11 Ekim
1925`te Karşıyakalılara hitaben Naim Palas Oteli`nin balkonunda yaptığı
konuşmasında, burayı ne kadar çok sevdiğini anlatmak için şu sözcükleri
tercih ediyor: "İzmir`in Karşıyakalıları; sizi derin muhabbetle
selamlarım… Ben bütün İzmir`i ve bütün İzmirlileri severim. Güzel
İzmir`in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim.
Yalnız, bir rastlantı beni Karşıyaka`ya daha fazla bağlamıştır.
Karşıyakalılar!Annem, sizin sinenizde, sizin topraklarınızda yatıyor.
Karşıyakalılar! İzmir`i gördüğüm gün, öncelikle Karşıyaka`yı ve orada da
sizin Türk topraklarınızda yatan anamın mezarını gördüm."
Gazinin evlenmek için
ise Karşıyakalı bir kızı, annesinin defnedilmesi için ise Karşıyaka`yı
seçmesinin de tesadüf olamayacağı da aşikârdır.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen